23 Mart 2014 Pazar

Farkında mısın Sihirli?

Güneş ne güzel değil mi sihirli?
Dostluk, bulutlar, ağaçlar da güzel...
Farkında mısın?
Sarhoş gibiyiz biraz!
Sihirli belki de biz biraz tuhafız
Biraz önümüze bakıp ciddi ciddi işlerimizi yapmak yerine gökyüzüne dalıp gitmelerimiz falan...
Kanatlarımız var  diye kah sevinip kah üzülmelerimiz
Farkında mısın?

















18 Mart 2014 Salı

Belki Işık



Sihirlimle bir kafede otururken ellerimin yalnız, soğuk ve ışığa dokunan hallerini çekmeye karar verdik. İyi yaptık diye düşünüyoruz.

4 Mart 2014 Salı

Felsefe















Felsefe, kendi sınırlarını bulmaktır. Bu yüzden her felsefe etkinliği, en temelde ve en başta "Felsefe nedir?"-yani her bir felsefe yapan kişi açısından, "Bu yaptığım nedir?" sorusuyla başlar; en üstte ve en sonda ulaşabileceği de, bu soruya-yeni, bir-yanıt olmaktır.
Çünkü,  felsefenin ilk-bazen, tek- kaynağı olan; felsefe yapmakta olan, kişinin ilk ve tek derdi, kendi sınırlarını bulmaktır. 
Bu kişi (Kundera'nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'ndeki Sabina gibi) yapmakta olduğu bir resmin tuvaline -kazara- sıçrayan bir boya damlasının yarattığı çatlağın nereye kadar götürebileceğini deneyen ressam, gibidir: yaşamında açılanbir çatlağı izleyerek, üzerine giderek, derinleştirip genişleterek, nereye varabileceğini, vardırılabileceğini,nereye kadar uzanabileceğini,uzatılabileceğini deneyip görmeğe çalışan bir kişi...

Oruç Aruoba, Olmayalı, s:144
<a href="http://www.bloglovin.com/blog/11890557/?claim=d96wxx9zctr">Follow my blog with Bloglovin</a>